-
1 bon
I1 qui convient iyi [i'ji]2 réussi güzel [ɟy'zel]◊Le repas était très bon. — Yemek çok güzeldi.
3 gentil, charitable iyi [i'ji]4 compétent iyi [i'ji]5 c'est bon ! Yeter !6 grand -den az olmayan7 pour de bon kesin olarak◊Il est parti pour de bon. — Dönmemecesine gitti.
II1 sentir bon hoş kokulu2 il fait bon buranın ısısı hoşn m1 gentil iyi insan2 avoir du bon iyi yanları olmakIVn mgeçici makbuz -
2 bonne
I1 qui convient iyi [i'ji]2 réussi güzel [ɟy'zel]◊Le repas était très bon. — Yemek çok güzeldi.
3 gentil, charitable iyi [i'ji]4 compétent iyi [i'ji]5 c'est bon ! Yeter !6 grand -den az olmayan7 pour de bon kesin olarak◊Il est parti pour de bon. — Dönmemecesine gitti.
IIn fhizmetçi [hizmet'ʧi] -
3 se conduire
-
4 traiter
Iv t1 se comporter avec -e karşı.. davranmak2 insulter -e kötü şeyler söylemek3 négocier görüşüp anlaşmak4 tedavi etmek5 étudier ele almak6 transformer işlemekIIv i1 concerner -i ele almak2 négocier iş görüşmek
См. также в других словарях:
yaltaklanmak — birine çıkar uğruna iyi davranmak … Beypazari ağzindan sözcükler
muamele etmek — davranmak Hanımefendimin hayatını kurtardığı için bütün hizmetkârlar ona güler yüz gösteriyor, iyi muamele ediyorlardı. H. Taner … Çağatay Osmanlı Sözlük
çekmek — i, e, er 1) Bir şeyi tutup kendine veya başka bir yöne doğru yürütmek Hepsi iskemleleri çekerek masanın etrafında bir halka yapmaya hazırlanıyorlardı. R. N. Güntekin 2) Taşıtı bir yere bırakmak, koymak 3) Germek İpi çekmek. 4) İçine almak, emmek… … Çağatay Osmanlı Sözlük
etmek — nsz, der 1) Bir işi yapmak Şemsi, sıra düştükçe emlak komisyonculuğu ediyordu. H. Taner 2) İyi, kötü zarflarıyla birlikte davranmak İyi ettiniz de geldiniz. 3) i Bulmak, erişmek Hemşerileri gelir, kemençe gibi bir çalgıyla sabahı ederlerdi. R. H … Çağatay Osmanlı Sözlük
kabarmak — nsz 1) Ağırlığı artmadan hacmi büyümek Ekmek iyi kabardı. 2) Yağışlardan veya kaynamaktan taşmaya yüz tutmak Çay birdenbire kabararak şosenin rampalarını aşar ve epeyce zararlara sebep olur. R. N. Güntekin 3) Niceliği artmak, büyümek Masraf… … Çağatay Osmanlı Sözlük
seçmek — i, er 1) Benzerleri arasında hoşa gideni seçip almak veya yararlanmak için ayırmak Ben bu kitabı seçtim. 2) Birine oy vererek bir göreve getirmek Biz sizi başkanlığa seçtik. 3) Üstün, iyi, uygun bularak yeğlemek Benim ne akla hizmet edip de… … Çağatay Osmanlı Sözlük
yapmak — i, ar 1) Ortaya koymak, gerçekleştirmek, oluşturmak, meydana getirmek Her görevi ayrım gözetmeden aynı titizlikle yapmak başarının sırrıdır. Ç. Altan 2) nsz Olmasına yol açmak Durgun sular sıtma yapar. 3) nsz Yol almak 4) Onarmak, tamir etmek… … Çağatay Osmanlı Sözlük
hoş tutmak — (birini) birine iyi ve sevecenlikle davranmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
ders vermek — 1) öğretmek, yetiştirmek İyi konuşurdu, ders vermek sanatını bilirdi. 2) azarlamak, sert davranmak, sert bir karşılıkla yola getirmek Evvela kendi kendisini cezalandırdı, sonra kendisi gibi yaşamak istemeyenlere ders verdi. P. Safa … Çağatay Osmanlı Sözlük
ayağını tek almak — bir işte iyi düşünüp dikkatli davranmak … Çağatay Osmanlı Sözlük